Shibari, kinbaku ile temelde aynı şeydir ama günümüz Japon ip ustaları sahneye romantik ya da duygusal herhangi bir şey dahil olduğunda, buna kinbaku derler ve onlarda kinbaku daha yaygındır.
Usta becerilere, büyük yeteneklere sahip pek çok kişi var, lakin teknik çok önemli bir detay sayılsa da her zaman her şey demek değildir’.
Shibari yapmak, kendi içinizdeki bilinmeyene bir keşif olabilir veya halihazırda keşfettiğiniz o öz duygulara dokunabilir. Bağlanan kadar bağlayan için de içsel anlar yaşanır. Fiziksel ve duygusal riskler yüksek olduğu için bir mankeni değil de bir insanı bağladığınızın ve sahnede gösterişin yerinin olmaması gerektiğinin her daim bilincinde olmalısınız. Bu farkındalığa değinerek Patricia Diaz Saco, usta bir riggerın ‘kendini tanıyan, en az teknik detaylar kadar duygusal yönetimi de elinde tutan, bunları kabul eden, hareketlendiren ve geliştiren kişi’ olduğunu söyler.
Kim kelimenin tam anlamıyla saygı duyduğu kişiyi gerçekten sadece ‘bağlamak’ ister ki? Burada yaşanan karşılıklı bağlanmak/ bağlaşmaktır. Bir shibari sahnesinde her ne kadar bağlanan kişinin ruhsal durumu göz önünde gibi dursa da, bağlayanın elinde tuttuğu o güç ve kontrolün uyandırdığı hisler, söz konusu duygu durumun her iki tarafı kapsadığının en büyük göstergesidir.
Ortaya çıkan içsel/ spiritüel hislerden korkulmamalı, hatta utanılmamalı. Aksine sizde uyandırdığı bu yeni heyecanları -elbette olumlu yöndeyseler- kucaklamalı, hayatınıza iyi yön vermelerine açık olmalısınız. Olumsuz olanları ise açık iletişimle doğru tartmalı, tanınmamış keşifler için birer kapı olarak değerlendirmelisiniz.